Solaris

Orijinal Adı: Solyaris (Solaris) (1972)

Yönetmen: Andrei Tarkovsky

Türü: Drama – Gizem – Sci-fi

İzlenme Tarihi: 21 Şubat 2021

Ben bazı konularda epey takıntılı bir insanım. Mesele film izlemeye geldiğinde eğer eserin bir kitap uyarlaması olduğunu öğrenirsem izleme isteğim anında kaçıyor. Öncelikle kitabını okumam gerektiği hissine kapılıyorum. Çevirisi mevcut veya edinimi kolay ise önceliği ana materyal olan kitaba veririm. İşte o filmlerden biri de Solaris idi.

Bu filmi izleme işini hep erteledim durdum. Kendi kendimi hep önce kitabını okumam gerektiği yönünde telkin ediyordum. Ancak buraya kadarmış. En nihayetinde pes ettim ve filmi izlemeye koyuldum.

Filmin konusunu ve hatta hikayenin neyi temel aldığını dahi biliyordum. Yine de hikayenin ufak bir twisti varmış ki onu izledikten sonra öğrenmiş olmak beni epey mutlu etti. Neyse o mevzuya değinmeden direkt hikayenin genel çerçevesini çizmeye çalışayım. Solaris isimli bir gezegen mevcut. Bu gezegenin deniz kaplı yüzeyi bir sis bulutu ile kaplı halde. Dünyadan gönderilen araştırmacılar bu gezegende çalışma yaptıkları süreç içerisinde bir takım garipliklere rastlıyorlar. Gezegenin canlı bir varlık gibi davrandığı ve üzerine ayak basan kimselerin duygu ve düşüncelerine ulaşabildiğini fark ediyorlar. Hatta bununla da yetinmiyor, en derin özlem duydukları kişilerin tekrar vücut bulmalarını sağlıyor. Hikaye boyunca da ana karakterimiz Kris’in psikolojik bunalımları ve geçmişteki pişmanlıklarına dair sanrılara tanık oluyoruz.

Filmin ne imkansızlıklar içinde çekildiğini bildiğim için mekan tasarımı konusunda ağır eleştirilerde bulunmayacağım. Ancak üzerimde bıraktığı etki çok rahatsız ediciydi. Bu filmin yaratmak istediği atmosfer ile birlikte değerlendirilince başarılı denilebilir. Ancak karakterleri o dar mekanlar içinde takip etmek modumu fena halde düşürdü. Hatta şu an bunu yazarken bile bayılmanın eşiğinde olduğumu söylebilirim.

Filme puanım 7.5/10. Film ile romanın birebir aynı olmadığını bildiğim için romana karşı daha bir ilgili halde geldim. Bulabildiğim ilk fırsatta okumayı planlıyorum.

Yorum bırakın