Seri Çıkış Tarihi: 16 Ekim 1993 – 23 Mart 1996
Türü: Komedi – Drama – Spor
Bölüm Sayısı: 101
İzlenme Tarihi: 26 Haziran 2021 – 17 Eylül 2021

Düzenli anime izlemeye bundan tam 10 sene evvel başlamıştım. Ve herhalde o 10 senenin 7-8’inde Slam Dunk izleme fikri aklımın hep bir köşesinde duruyordu. O dönemler popülerliğini doruklarda yaşayan Shounen serileri izlemeye vaktimi ayırıyordum. Slam Dunk, Prince of Tennis, Major gibi 100 küsür bölümlü eski yapımlardan imtina ile uzak durdum.

Örnekleri spor animelerinden vermemin ayrı bir anlamı var. Özetle ifade etmek gerekirse Sports türüne ait animeler, fiyat/performans çizelgesine benzer olarak çizilebilecek bir ‘harcanan vakit/alınan keyif’ tablosunda bana en yüksek verimlilik sağlayan işler diyebilirim. İzleyip de beğenmediğim spor animesi çok azdır. Battery ve Area no Kishi dışında öyle izlerken sıkıntıdan bayıldığım pek seri olmamıştı.

Benim nezdimde spor türü, klasik shounen elementlerinin en iyi işlenebildiği yapımlardır. Sıkı çalışma, azim, rekabet, dostluk ve takım ruhu, hepsi bir shounen animesinin olmazsa olmazı rolündedir. Ayrıca güç dengelerinin sağlanabilmesi yönünde de genel olarak martial arts veya mahou shounenlerden daha başarılı bir iş çıkardıklarını söyleyebilirim.

Örneğin bölgesel turnuvada Final Four oynamış bir takım ile ilk yapılan hazırlık maçını ufak bir farkla kaybeden ana karakterlerimiz, birkaç ay içinde sıkı bir idmana girerler ve tunuvada bu takıma dişe diş mücadele edebilecek kıvama gelirler. Bu F4 takımını da ufak bir farkla yenerler ancak bölge şampiyonu tarafından hezimete uğratılırlar. Tam moraller düştü, yelkenler suya indirildi derken bir de bakarlar ki tarihi yaklaşmakta olan bir başka turnuva var. Ekibe bir gaz gelir ve sıkı bir idman programı sonunda o büyük turnuvada son şanslarını denerler.

Bu verdiğim klasik bir spor animesi formülüdür. Paragrafı okurken aklınıza birkaç seri gelmiş dahi olabilir. Bu klişe olay örgüsünü değerli kılan şey ne diye soracak olursanız size vereceğim cevap son derece basittir: akıcılık ve duygusal ton. Karakterlerin amaçlarına ulaşmak için gerçekten varını yoğunu ortaya koyduğunu görmek ve buna donukluk hissi vermeyen animasyonların eşlik etmesi eseri son derece kıymetli yapıyor.

Ben spor animelerindeki ana karakter kadrosunun sık sık kaybetmesi gerektiğini savunanlardanım. Çoğu spor serisinde takımlar bir kez oturduktan sonra bir daha arch-enemyleriyle karşılaşana değin hiç maç kaybetmiyorlar. Bu seçimi anlayışlı karşılıyorum.

Çoğu spor mangası turnuva formatına odaklı ilerlediği için takımın basit bir maçta kaybetmesi ve turnuvaya veda etmesi çok saçma olur. Kimse böyle bir seri okumak istemezdi. Yine de bu cesareti gösterip de mağlubiyet yazmaktan çekinmeyen mangakalara saygım büyük. Bu konuda Giant Killing’i hep takdir etmişimdir. Çok daha gerçekçi bir spor takımı etkisi yaratıyor. Seinen olmasının da bunda payı büyük olabilir.

Seriye puanım 9.5/10. Yowamushi Pedal ve Diamond no Ace ile birlikte en sevdiğim üç spor serisini oluşturuyorlar.